Basit ve zevk veren oyunların yerini, şiddet, savaş ve psikolojiyi bozan oyunlar aldı…
Çocukluğumuzda atari oynardık, annemiz babamız bize kızardı. Oysa oynadığımız son derece doğal ve güzel oyunlardı. O masum oyunlarımızın yerini şiddet dolu oyunlar aldı. Hiçbirimiz savaş oyunu oynamazdık zaten ilgi de görmüyordu. Zamanımızda sevgi, saygı ve merhamet vardı.
Yıllar geçti, dün çocuktuk bugün çocuğumuz var. Bizler elbette iyi bir evlat yetiştirmek için mücadele ediyoruz. Örneğin annemizin babamızın bize oynamayın diye kızdığı oyunları, bugün çocuklarımıza eşlik ederek bizler de oynuyoruz. Hiçbir şekilde şiddet ve savaş içerikli oyunlar değil tabii ki.
Bizler ebeveynler olarak özellikle sosyal medya anlamında birer internet bağımlısı olduğumuz gerçeğini kabul etmeliyiz. İnternet gibi bir devle mücadele etmek kolay değil. Bazı anneler ağlamasın diye sıfır yaşındaki çocuğunu bile akıllı telefon ile susturuyor. Telefonla büyüyen dijital nesil tehlike altında.
Eğer çocuğunuzu kontrolünüz altında yetiştiremezseniz, bir süre sonra çocuk kontrol edilemez bir hal alıyor. Özellikle ergenlik döneminde agresiflik hat safhaya ulaşıyor. 14-18 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklar, kimseyi dinlemez bir hale geliyor. Tüm bunların üstüne bir de 10-14 yaş arası çocukları hedef alan ve adım adım intihara, cinayetlere sürükleyen oyunlar var. Örneğin Mavi Balina denilen oyun nedeniyle, Van’da 14 yaşındaki bir kız çocuğu hayatına son vermişti.
Çocuklara yönelik bu siber riskli oyuna karşılık, ne yazık ki henüz bir şey yapılamıyor. Oyun yöneticileri bir şekilde çocuklara ulaşıyor veya çocukların kendisi bir şekilde oyuna ulaşabiliyor. Özel link gönderilerek oynanan oyun sonucunda, şu ana kadar Türkiye’de çok sayıda çocuk hayatına son verdi.
Peki yok mu bu işin bir çözümü, var elbette. Öncelikle 15 yaşın altındaki çocuğunuza mümkünse akıllı cep telefonu vermeyin. Çocuğunuzla ilgilenin, onunla güzel vakit geçirin. Çocuğunuzun vücudunu kontrol edin. Aile bilgisayarını ekranı herkesin görebileceği bir yere koyun. Çocuğunuza bilgisayar kullanımı ile ilgili kurallar koyun ve onlarla nelerden endişelendiğiniz hakkında konuşun.
Çocuğunuzu müstehcenlik ve saldırganlık içeren spam mesajlar, anlık mesajlar ve e-postaları cevaplamaması konusunda uyarın. 18 yaşından önce çocuğunuza sosyal medya hesapları açtırmayın. 18 yaş sonrası için de maruz kalacağı içerikleri kısıtlamak konusunda teşvik edin ve çevrimiçi arkadaşlarını gerçek hayatta da tanıdıklarından emin olun.
Çocuğunuza mobil uygulamalar indirirken dikkatli olması konusunda öğüt verin. Uygulamaların bazıları saldırgan reklam yazılımları ve ücretli hatlara mesaj gönderen kötü amaçlı yazılımlar içeriyor olabilir. Oyunları ve diğer mobil uygulamaları sadece resmi uygulama mağazalarından indirin. Çocuğunuzun çevrimiçi aktivitelerini izleyebileceğiniz ebeveyn kontrolü içeren bir güvenlik çözümü edinin. Bu tarz çözümler, uygunsuz içerikleri engeller, internet erişimini belli saatlerle kısıtlar ve ebeveynlere çocuklarının çevrimiçi aktivitelerini uzaktan görüntüleme imkanı sunar.
Mutlaka yapılması gereken daha çok şey var. Umut olalım evlatlarımıza, hayat her şeye rağmen güzeldir. Bu anlayışı verelim onlara. Dini değerleri verelim çocuklarımıza çünkü hangi dinden olursa olsun dini değerlerine bağlı bir insan ne kendisine ne de çevresine zarar vermez, veremez. Çünkü kudreti ilahi dinimizin adına barış anlamına gelen İslam demiş. İslam bir merhamet dinidir, değil canlılara cansız varlıklara dahi zarar veremeyiz. Dinimizde ümitsizlik haram kılınmıştır. “Allah’ın bereketinden ümidinizi kesmeyin” ayeti var.
Sevginin, saygının bu hayatın temel değerleri olduğu bilinci ile yetiştirelim evlatlarımızı. Unutmayalım ki bugünün çocukları yarının büyükleridir, içi boş nesiller yerine içi insanlık dolu nesiller yetiştirmek bizim ellerimizde. Ağaç yaş ilken eğilir atasözüne istinaden biz evlatlarımıza ne verirsek onlar da o şekilde büyür.
Özellikle nüfusumuzun giderek yaşlandığı şu dönemde üstüne bir de internet bağımlısı, insani değerlerden uzak nesillerimiz olmasın. İnternetin faydalı yönlerini kullanalım. İnternet, hayatımızı kolaylaştıracak bir bilgi dağarcığı olsun. İş dünyasının gelişimine katkı sağlayan, donanımlı insanlar olalım ama bağımlılık sonrası kendisine ve çevresine zarar veren insanlar haline gelmeyelim. Trafik canavarı diye bir ifade var ya o misal:
İnternet canavarı olmayalım…
Bu arada nüfusun artması çok önemli bir meseledir. Hükümetin başlattığı doğum yardımları etkili olacaktır. Her çocuk başına 18 yaşına kadar asgari ücret verilmesi durumunda, kısa sürede nüfusumuzda önemli orada bir artış olacağını düşünüyorum.
Yine ekleyelim evet, nüfus sayısı çok önemli ama asıl mesele nicelik değil nitelik olmalı. Nitelikli nesiller, merhametli insanlar olalım zira insana merhamet yakışır…
Sevgiyle kalın…
Barış hükümlerin efendisi olsun…