Van'da son yıllarda giderek artan şiddet olayları, özellikle gençler arasında yaşanan bıçaklı kavgalar ve silahlı çatışmalar, kentteki vatandaşları tedirgin ediyor. Sokaklarda silah seslerinin ‘olağan’ hale geldiği belirtilirken, uzmanlar şiddetin derin bir toplumsal krizin yansıması olduğuna dikkat çekiyor.
Van’da son yıllarda giderek artan şiddet olayları kentte yaşayan vatandaşları endişelendiriyor. Özellikle gençler arasında yaşanan bıçaklı kavgalar, silahlı çatışmalar ve kimliği belirsiz saldırılar, güvenlikten öte derin bir toplumsal krizin işaretlerini veriyor. Vatandaşlar, artık akşam saatlerinde sokağa çıkmaya çekindiklerini belirtiyor. Sokakta yürürken silah sesleri duymanın “olağan” hale geldiğini dile getiren vatandaşlar yetkililerden kalıcı ve köklü çözümler bekliyor.
İşsizlik Ve Gelecek Kaygısı
Özellikle gençler arasında yaşanan sokak kavgalarının ve silahlı çatışmaların sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor. Uzmanlara göre, gençlerin içine düştüğü umutsuzluk, işsizlik ve geleceksizlik duygusu, şiddeti bir çıkış yolu olarak görmelerine neden oluyor. Van’da son üç ayda yalnızca sokakta yaşanan silahlı çatışmalarda 10’dan fazla kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı. Şiddet olaylarını bireysel cinnet anları olarak değerlendirmenin büyük bir hata olduğunu vurgulayan Hayatın Renkleri Solmasın Derneği Başkanı ve sosyolog Osman Turgut, yaşananların sistematik bir çürümenin dışa vurumu olduğunu söylüyor. Turgut, “Bir ülkede insanlar birbirinin canına bu kadar kolay kıyıyorsa, burada sadece bireysel değil, yapısal sorunlar söz konusudur. Devletin, eğitimin, adalet sisteminin ve aile yapısının zayıfladığı bir ortamda şiddet kaçınılmaz hale gelir” diyerek tehlikenin boyutuna dikkat çekiyor.
“Bu Bir Cinnet Değil Çöküştür"
Hayatın Renkleri Solmasın Derneği Başkanı ve sosyolog Osman Turgut, Van’daki şiddet olaylarının bireysel patlamalar değil, sistematik çöküşün yansıması olduğunu savunuyor. Turgut, “Bir ülkede bireyler birbirinin hayatına bu kadar kolay son veriyorsa, orada devletin, eğitimin, adaletin ve toplumsal yapının ciddi bir kriz yaşadığını görmemiz gerekir” diyerek, yaşanan olayların sosyolojik boyutuna dikkat çekti.
Gençlerin Sessiz Çığlığı: Umutsuzluk Ve Güvensizlik
Özellikle gençler arasında giderek artan şiddet olayları, uzmanlara göre sadece bireysel öfke değil, derin bir sosyal travmanın sonucu. Sosyolog Turgut, kentte yaşanan olayların ardında yoksulluk, işsizlik, yabancılaşma ve dışlanmanın yattığını belirtiyor:
“İnsanlar artık sokakta ters bakıldı diye kavga ediyor, bıçak çekiyor. Bu bir psikolojik rahatsızlık değil; bu, toplumsal bir dengesizlik ve güvensizlik ortamıdır. Gelecekten umudu kesen birey, öfkesini sokağa taşır.”
Devlet Ve Toplumun Ortak Sorumluluğu
Sosyolog Osman Turgut, yaşanan şiddetin yalnızca bireylere yüklenmesinin tehlikeli olduğunu belirterek, devletin ve toplumun tüm kurumlarının bu krizden sorumlu olduğunu vurguladı. Turğut, “Eğer kolluk kuvvetleri önlem alamıyorsa, yargı etkili cezalar vermiyorsa, medya nefret söylemi üretiyorsa, eğitim sistemi değerleri öğretemiyorsa, herkes bu suç zincirine ortak olur. Bu bir kişinin cinneti değil, sistemin çöküşüdür.”
"Her Saldırganı 'Hasta'Görmek Gerçeği Örtbas Eder"
Turgut, şiddeti sadece psikiyatrik bir vaka gibi sunmanın çözüm değil, sorunun üzerini örtmek anlamına geldiğini belirterek, “Toplumsal cinsiyet rolleri, erkeklik kültürü ve feodal yapılar sorgulanmadan, her saldırganı ‘hasta’ ilan edemeyiz. Bu yaklaşım hem bilimi araçsallaştırır hem de toplumun gerçek sorunlarını görünmez kılar.”dedi.
Van'da Neler Yapılabilir?
Van özelinde çözüm önerilerini de paylaşan Turgut, şu önerilerde bulundu:
Riskli mahallelerde sosyal destek merkezleri kurulmalı. Gençler için istihdam ve meslek edindirme projeleri hayata geçirilmeli. Ailelere ve çocuklara psikososyal destek sağlanmalı. Erkeklik, öfke kontrolü ve empati üzerine eğitim kampanyaları düzenlenmeli. Kamusal alanlar güvenli hale getirilmeli, mahallelerde gece aydınlatmaları güçlendirilmeli.
Şiddetsiz Bir Gelecek Dayanışmayla Mümkündür
Toplum olarak yeniden güven inşa edilmesi gerektiğini belirten Turgut, “Kadınların ve çocukların katledildiği bir toplumda kimse güvende değildir. Şiddetin üzerine hep birlikte gitmeliyiz. Bu sadece devletin değil, her bireyin sorumluluğudur. Şiddetsiz bir gelecek ancak dayanışmayla mümkündür,” diyerek çağrıda bulundu.
"Artık Sokakta Yürürken Tetikteyiz"
Vatandaşlar da sokakta yaşanan olaylar nedeniyle ciddi bir tedirginlik içinde. İsmini vermek istemeyen bir mahalle sakini, “Artık akşam saatlerinde dışarı çıkmaya korkar olduk. Sürekli siren sesi, kavga, bağırış… Sanki savaş alanı gibi. Çocuklarımızı okula gönderirken bile içimiz rahat değil” ifadelerini kullandı.