Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, beklenen yağışların yetersiz kalması nedeniyle hızla su kaybediyor. Uzmanlar, özellikle son kış aylarında yağış miktarının dramatik şekilde azalmasıyla birlikte gölde belirgin bir çekilme yaşandığını vurguluyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Akkuş, gölün kapalı havza yapısı nedeniyle dışarıdan su almadığını, bu yüzden yağış ve buharlaşma arasındaki dengenin tamamen doğal şartlara bağlı olduğunu belirtti.
Yağış Eksikliği ve Buharlaşma Tehlikesi
Dr. Akkuş, “Van Gölü’nün dışardan gelen bir su kaynağı bulunmadığı için yağışların azalması doğrudan su seviyesinin düşmesine yol açıyor. 2024 yılında bol yağışlar göle önemli ölçüde su kazandırmıştı, ancak 2025 kışında yaşanan ciddi yağış eksikliği su seviyesinde hızlı bir düşüşe neden oldu. Meteoroloji verilerine göre, bu yılın şubat ayında bölgeye düşen yağış miktarı, önceki yıllara göre yüzde 60 oranında azaldı” dedi.
Uzmanlara göre, önümüzdeki aylarda yeterli yağış alınmazsa ve sıcaklıkların artmasıyla buharlaşma süreci hızlanırsa, Van Gölü’ndeki çekilme daha da derinleşebilir. Bu durum, göl ekosistemi üzerinde geri dönülemez zararlara neden olabileceği gibi, bölgedeki ekonomik faaliyetleri de olumsuz etkileyecek.
Ekolojik Denge ve Bölge Ekonomisi Risk Altında
Göl çevresinde yaşanan su kaybı, sadece doğal yaşamı değil, aynı zamanda bölgedeki tarım, balıkçılık ve turizm gibi ekonomik faaliyetleri de tehdit ediyor. Uzmanlar, göl seviyesindeki düşüşün devam etmesi halinde kıyı bölgelerinin kuruyarak ekosistem üzerinde kalıcı değişimlere neden olabileceği konusunda uyarıyor.
Yetkililer ve çevre uzmanları, Van Gölü’nün korunması için acil önlemler alınması gerektiğini vurgularken, kamuoyunu bilinçlendirme çalışmalarının hızlandırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Gölün çekilme sürecinin kontrol altına alınması ve ekolojik dengenin korunması için su yönetimi politikalarının gözden geçirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Van Gölü’ndeki su kaybının önüne geçebilmek için bilim insanları, yerel yönetimler ve ilgili kurumlar arasında iş birliğinin artırılması çağrısında bulunuyor. Bölge halkı ve yetkililer, gölün korunması adına sürdürülebilir su yönetimi politikalarının bir an önce devreye sokulmasını bekliyor.