Van’ın Gevaş ilçesinde yer alan Garmravank Manastırı, halk arasında "Kırmızı Kilise" veya "Göründü Kilisesi" olarak da biliniyor. 10. yüzyılda Vasburagan Kralı I. Kakig tarafından inşa edilen bu tarihi Ermeni Apostolik manastırı, zaman içinde büyük tahribata uğramış, ancak hala kadim tarihinin izlerini taşımaya devam ediyor. Burak Demir, Vanlı usta bir fotoğrafçı olarak, Garmravank Manastırı’nı kadrajına alarak, bu eşsiz tarihi yapının göz kamaştırıcı manzaralarını fotoğrafladı. Ancak, manastırın içler acısı durumunu da gözler önüne serdi.
Garmravank’ın Tarihi ve Yıkılışı
Garmravank Manastırı, 10. yüzyılda Vasburagan Kralı I. Kakig tarafından Van Gölü’nün güney kıyısında inşa edilmiştir. Gevaş ilçesinin Göründü Mahallesi’nde yer alan bu tarihi yapı, bölgedeki en önemli dini yapılarından biri olma özelliği taşır. Manastır, Ermeni Apostolik Kilisesi’nin en önemli yapılarından biriydi ve zamanla çevresindeki dini yapılarla birlikte bölgenin kültürel ve dini mirasının bir parçası oldu. Garmravank, Naregavank Manastırı ve Akdamar Adası’ndaki Kutsal Haç Katedrali ile birlikte, bölgenin dini tarihini en iyi şekilde yansıtan yapılar arasında sayılmaktaydı.
Ancak, Garmravank Manastırı’nın tarihi boyunca yaşadığı en büyük felaketlerden biri 1915 Ermeni Kırımı’nda gerçekleşti. O dönemde manastır büyük hasara uğradı ve bölgedeki Ermeni cemaati sürgün edilip öldürüldü. Manastırın birçok bölümü yıkıldı ve bir daha eski ihtişamına kavuşamadı. O zamandan sonra tamamen terk edilen manastır, kaderine terk edilerek yıllarca ihmal edildi.
Günümüzdeki Durum: Terkedilmiş ve Tahrip Olmuş Bir Yapı
Günümüzde, Garmravank Manastırı’ndan geriye sadece kırmızı tuğladan inşa edilmiş kemerli Aziz Nışan veya Aziz Astuadzadzin Kilisesi'nin kalıntıları ayakta kalmıştır. Bir zamanlar bölgede birden fazla kilise bulunan bu manastır, zaman içinde büyük tahribata uğramış ve iç mekanları, definecilerin hedefi haline gelmiştir. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, Garmravank Manastırı, Akdamar Katolikosluğu’na ait olan ve bölgedeki az sayıdaki mülkten biriydi. Ancak, 1895’teki Hamidiye Katliamları sırasında da büyük zarar görmüş ve yapının bazı bölümleri hasar almıştır.
Tüm bu olaylar, manastırın yıkımına ve terk edilmesine yol açtı. Bugün, yapının çoğu bölümü büyük bir tahribata uğramış ve duvarları yıkılmaya yüz tutmuştur. Yapının içinde neredeyse hiçbir şey kalmamış, sadece tuğla kalıntıları ve eski yapıların izleri geriye kalmıştır. Gevaş ilçesinde yer alan bu tarihi yapı, büyük bir kültürel ve dini mirası temsil etmesine rağmen, göz ardı edilerek kaderine terk edilmiştir.
Burak Demir’in Eşsiz Fotoğrafları: Tarihin İzleri
Vanlı fotoğrafçı Burak Demir, Garmravank Manastırı’nın tarihi dokusunu ve yıkılmaya yüz tutmuş halini kadrajına alarak unutulmaz görüntüler ortaya çıkarmıştır. Manastırın terkedilmiş hali, Burak Demir’in objektifinde farklı bir güzelliğe bürünerek, izleyicilere bu tarihi yapının ne denli önemli bir kültürel miras olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Fotoğraflarda, kilisenin kırmızı tuğlalarının arasından gökyüzüyle buluşan manzaralar, zamanın izlerini taşıyan taş duvarlar ve tarihi yapıların siluetleri, yıkılmış bir uygarlığın ardında bıraktığı izleri gözler önüne seriyor.
Demir’in fotoğrafları, sadece manastırın görsel güzelliğini değil, aynı zamanda onun yaşadığı tahribatı ve unutulmuşluğunu da gözler önüne sermektedir. Bu eşsiz manzaralar, Garmravank’ın kaybolan hikayesine ışık tutuyor ve bölgedeki tarihi mirasa olan ilgiyi artırmayı amaçlıyor.
Bir Kültürel Varlık Olarak Garmravank: Korunma ve Restore Edilmesi Gerekiyor
Garmravank Manastırı, bölgenin en önemli kültürel miraslarından biridir ve korunması büyük bir önem taşımaktadır. Bu tarihi yapının zamanla daha fazla tahrip olmasını engellemek için yerel yönetimler ve yetkililerden adım atılması gerekmektedir. Ayrıca, Garmravank’ın restore edilerek turizme kazandırılması, hem bölgenin kültürel mirasının korunması hem de turistik anlamda büyük bir potansiyel yaratabilir.
Van’ın ve çevresinin tarihi zenginliklerini ortaya koyan bu yapının geleceği, yalnızca yerel halkın ve bölgedeki kurumların ortak çabalarıyla güvence altına alınabilir. Garmravank Manastırı’nın yeniden ayağa kalkması, sadece Van’ın değil, bölgenin tarihi ve kültürel mirasına olan ilgiyi artıracak ve bölgenin turizm potansiyeline büyük katkı sağlayacaktır.
Garmravank Manastırı’nın Korunması İçin Bir Çağrı
Garmravank Manastırı, zamanında bölgenin en önemli dini yapılarından biri olmasına rağmen, şu an kaderine terk edilmiş bir şekilde ayakta kalmaktadır. Fotoğrafçı Burak Demir’in objektifinden yansıyan bu eşsiz manzaralar, Garmravank’ın ne denli değerli bir kültürel miras olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Ancak, bu tarihi yapının geleceği için hemen harekete geçilmesi, korunması ve restore edilmesi gerektiği aşikârdır. Garmravank, sadece Van Gölü’nün güney kıyısındaki değil, tüm bölgedeki kültürel ve tarihi dokunun en önemli parçalarından biridir.