Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ev sahipliğinde yapılan toplantıya işçi ve işveren tarafları temsilcilerini gönderecek. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) işveren tarafını temsil ederken, en fazla üyeye sahip konfederasyon olan TÜRK-İŞ ise işçi tarafını temsil edecek. Yeni asgari ücretin belirleneceği bu toplantılar, 2023 yılının sonunda yapılan dört oturumla tamamlanacak ve belirlenen ücret, tüm ülke genelindeki asgari ücretli çalışanları doğrudan etkileyerek geniş bir kitleyi ilgilendiriyor.
2023 yılı itibarıyla Türkiye'deki asgari ücret, brüt 20 bin 2 lira 50 kuruş olarak belirlenmiş olup, vergi ve kesintilerin ardından net 17 bin 2 lira 12 kuruşa düşmektedir. Bu ücret, ülke genelinde milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren bir rakam olarak, hem işçiler hem de işverenler için önemli bir gündem maddesi olmaya devam ediyor.
Asgari ücretin işverene olan maliyeti ise daha yüksek. Bir işçi için işverene toplam maliyet, brüt maaşın yanı sıra sosyal güvenlik primi ve işsizlik sigorta fonu ödemeleri de eklenerek 23 bin 502 lira 94 kuruşa ulaşıyor. Burada, brüt asgari ücretin dışında işverenin ödeme yapmak zorunda olduğu sosyal güvenlik primi 3 bin 100 lira 39 kuruş, işsizlik sigorta fonu ise 400 lira 5 kuruş olarak hesaplanmaktadır.
Asgari ücretin belirlenmesi için yapılan toplantılarda, işçi ve işveren kesimleriyle hükümetten beşer temsilci olmak üzere toplamda 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu karar almaktadır. Bu komisyonda işçi kesimini Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etmektedir.
TÜRK-İŞ, bu yıl komisyonun işçi heyetinde 5 kişilik bir grup ile temsil edilecek. Heyetin başkanlığını ise TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar üstlenecek. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da TÜRK-İŞ heyetinde, çeşitli sektörlerden çalışan 4 işçi yer alacak. Bu isimler arasında, aşçı Selma Sayın, kuaför Nihan Koçak, taşeron işçi Durmuş Öztürk ve basın mensubu Sezer Özseven, asgari ücretli çalışanların taleplerini ve sorunlarını dile getirecek. Bu işçiler, yaşadıkları ekonomik zorlukları ve taleplerini masaya yatıracak.
Asgari ücret artışları, yalnızca asgari ücretle çalışanları değil, aynı zamanda toplu iş sözleşmesi uygulanan iş yerlerindeki çalışanları da doğrudan etkiliyor. Toplu iş sözleşmesi ile çalışanların ücretleri, asgari ücretle ilişkilendirildiği için yapılan artışlar bu kesimleri de kapsıyor.
Bunun yanı sıra, asgari ücret rakamı yalnızca ücretlilerin gelirlerini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda devletin birçok düzenlemesinde de belirleyici bir faktör haline gelir. Örneğin, işsizlik maaşı, kıdem tazminatı, genel sağlık sigortası (GSS) primleri, askerlik ve doğum borçlanması, isteğe bağlı sigorta primleri gibi birçok yasal düzenleme, asgari ücret baz alınarak hesaplanmaktadır. Ayrıca, stajyer ücretleri, asgari ücretli çalışanların rapor ücretleri de bu rakama göre belirlenir.
Asgari ücretteki her artış, bu düzenlemelerle ilişkili olan pek çok kişiyi de etkileyerek, geniş bir toplumsal kesimin ekonomik durumunu iyileştirebilir. Ancak bu artışın işveren tarafı üzerinde yaratacağı maliyet yükü de göz ardı edilmemelidir.
Asgari ücretin belirlenmesi sürecinde dikkate alınan birkaç ana unsur vardır. İlk olarak, iş gücü piyasasının durumu, enflasyon oranları ve yaşam maliyetleri gibi ekonomik göstergeler göz önünde bulundurulur. Hükümet, işçi ve işveren temsilcilerinin görüşlerini dikkate alarak, toplumun ekonomik durumu ve çalışanların ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bir ücret belirlemeye çalışır. Bunun yanı sıra, sosyal güvenlik primleri, vergi oranları ve enflasyon oranları gibi maliyet faktörleri de dikkate alınarak asgari ücretin miktarı belirlenir.
Her yıl yapılan bu toplantılar, hem işçiler hem de işverenler için kritik öneme sahiptir. İşçi kesimi, yaşam standartlarını iyileştirecek bir artış talep ederken, işverenler ise artan maliyetlerle başa çıkabilmek için daha dikkatli bir yaklaşım sergiler. Komisyon, bu taleplerin karşılanabilmesi için yapılan müzakereler sonucunda bir karar alır.